7662 Nolu Mail | |
Tarih: | Nisan 29 2003 Salı - 16:25 |
Konu: | Başlık Yok |
Selam Candaşlar selam İşin en başı “İsrail’in stratejistlerinin” yani siyonizmi tezgahlayanların ta kendilerine dayanıyor. Herzl deklare etti ve protokol olarak yemin edildi: Arzı Mev’ud 7 ülke üzerinde Nil-Fırat arasında, Toros yayı ve bunun kuzey doğusu olan “MURAT havzası=Aczmendi” ile güneyde Akabe ile Basra hattı boyunca ÇİZİLMİŞTİR. Bundan dönmenin HİÇBİR MÜMKÜNÜ YOKTUR. Bu yemindir ve sonuna kadar ilerletilecektir. Aynı yeminli protokolde, Türklerin ve Arapların bu havzadan çıkarılmaları ve sadece “GOYİM” tabiatlı (Öküz de demektir) Kürtlerin Yahudi ırkının ayak işlerini yapmaları için “Yudaik- Kürdo” müstemlekesi kurulmasına imza atıldı. Bu protokol ayrıca “Zero-n” denen gelecekteki torunlarına da YEMİNLİ olarak iletildi. Oynanan satrançta, Türk hakanlığının içinde bu unsur korundu. Wilson’a göre bu unsur “Pontus+Ermenistan+Kürdistan” üçlüsü bir federe devlet olmalıydı. İnönü zaten bu planın bir Masonik parçasıydı ve “ABD mandasını/mandate” HEMEN isteyiverdi. Yani Atatürk de aynı kafadan olsaydı, bugün Doğu Karadeniz ile Van gölünü tamamen içine alan, Ermenistan ile birleşik bir ERMENİ dominant, teba olarak da KÜRT halklarını içeren bir ülke oluşturulacaktı. Herzl, Ermeni unsurunu istemediğini baştan belli ettiği için, Wilsan’un Ermeni devleti oluşmadı ve Sevres’de kurulmak istenen “Kürdistan” da Kazım Karabekir ve Maraş, Urfa, Anteb milislerince engellendi. Misakı Milli içinde yer alan “Musul-Kerkük-Erbil-Süleymaniye” dörtgeni için DAİMA SİYONİZMİN ABD ile yandaşı olan İngiltere imparatorluğu, sözkonusu bölgeyi işgal etti. Sinsice Kudüs yöresini “1948’de kurulacak olan” İsrail için örgütlemeye ve ilk Yahudi göçmenleri oraya toplamaya başladı. Petrolün değeri o zaman da çok iyi biliniyordu. İşgal ettiği Osmanlı toprakları üzerinde “Arap aşiret şeyhlerine” göre SALTANATLAR kurdurdu. Haşimi(Hişam) oğullarına ÜRDÜN’ü, Emeviye soyu olan Suudilere (Toplam 12 Emevi kabilesinden en kalabalık olanı) Arabistan’ı ve diğer “PETROL” hassas bölgelerine de (Birleşik Arap Emirlikleri adıyla bilinen) sultanları atadı. Petrolü olmayan bölgeleri (Aden/Hadramut, Yemen, Umman vb.) de diğer sultanlıklara paylaştırdı. Fransa’nın şiddetli itirazları üzerine ASIL IRAK’tan kopardığı Suriye eyaletini ve Lübnan denen Hristiyan ağırlıklı devleti de bu meyanda oluşturdu. Cetveller kondu ve düzgün sınırlar çizildi. Arapların tamamı Osmanlı ordusunu arkadan vurdu ve şehitlerin sayısı milyona ulaştı. Ürdün ve Irak ile Suriye-Lübnan dörtlüsü “MÜSTAKBEL ARZI MEVUT İÇİNDE yer almak üzere kurulmuş, geçici devletlerdi. ZATEN GEÇİCİLERDİR… İngiliz müstemlekeciler sınırları oluştururken, uzanamadıkları bölgelere doğru bilhassa “GOYİM” denen halkın geri ve miskin olmalarından yararlanarak, Türk Misakı Millisini Lasuanne’a götürmemek için “ŞEYH” isyanları tertiplediler. Bu kuzeyli 17 kadar şeyhlerin tamamı KÜRT(Goyim) idi. Bunların bir kısmını artık tanıyorsunuz (Yahudi Barzan’lar, Yahudi- kurdo Saddam vb.Saddam Kürt ve Türkmenlere yapılan tüm saldırılarında ASLA VE ASLA YAHUDİ MALLARINA DOKUNMAMIŞ ve onları BUGÜNE KADAR KORUMUŞ idi. Oysa onu Antisiyonist, İsrail düşmanı diye tanıyorsunuz ;)))) 17 KÜRT (Goyim) Aşiret şeyhlikleri oluşturulurken, ana fikir tıpkı güneydeki gibi SALTANAT devletçikleri kurmaktı. Bunların kimi açık kimi de gizliydi (Tarafsız bölge devleti, İran’a bırakılon Şii Arap- Khuzistan devleti vb.) Bu 17 şeyhliklerden Üçü de Atatürk önderliğindeki TBMM hükümeti topraklarındaydı. 1. Kürt milliyetçiliği-ki şoven aşiretlerin şeyhleri- (Bugün Hadep-Kadek, PKK vb. diye anlatılan devletçikler) 2. Kürt milliyetçiliği YANINDA SÜNNİ MEZHEB adı altında DİNSEL MİLLİYETÇİLİK dümeni yaratıldı. (Şeyh Saidi Kürdi) Burada amaç “KAFİR (!) MUSTAFA KEMAL’E ALTERNATİF DEVLET” idi. 3. Türklerden yandaş bulunması için “Şeyh Saidi Kürdi-2 veya Saidi Nursi önderliğindeki SİNSİ ve UZUUUN HAREKET! Saidi Kürdi- Nursi’nin de diğerleri gibi ASIL AMACI, Kerkük ile aramızda “İSYAN”ları meşrulaştırarak, Türkiye’den koparma tiynetsizliğiydi. Böylece üç hareketten birincisi başarılı oldu: Zap suyundan Celal Talebani topraklarına kadar olan Misakı Milli toprakları “Irak”a bırakıldı ve Kürt isyanları “MEŞRU” sayıldı. Bu belgeyle Lausanne’a gidildi. Buna rağmen Karabekir ve Çakmak ile yapılan kurmay toplantıda “Kerkük’den vazgeçilmeyeceği” karara bağlandı. Saidi Kürdi’nin Kürdistan ayaklanması bastırıldığında, Türkiye’nin “Soykırımcı” olduğu da tescil edilmişti. Lausanne’da bu gizli gündem veya gizli müeyyide kapalı kapılar arkasında Türk heyetine dayatıldı. Üstelik bundan sonraki KÜRT ŞEYHLERİNE iyi muamele yapılması ve Türkiye BMM’sinde kendilerine “Milletvekilliği” hakkı verilmesi şart koşuldu. Atatürk mozayığımızı biliyordu. Kürt Said(Nursi)i meclise çağırdı. Ama Kürt Said’in tavrı şuydu: “Ben Kürdistan’ı TÜRK zındık cumhuriyeti içinde düşünmem bile…” İngilizler ile işbirliği saptandı. (Karabekir anıları) Tutuklandı. Ve tutuklandığı hücrede kendisine bugün “Nur Külliyatı” diye bilinen ASLI KÜRT ŞEYHLERİNİN güdümündeki “Sözde alimlerin hazırladığı” risaletler (adları hiç değiştirilmeden Lem’a=Şualar gibi) gönderildi. Hitler’in Mein Kampf yapıtı da HAPİSHANEDE yazılmıştı. Atatürk’ün NUTUK yapıtı da “Dolmabahçe’de hiç dışarı çıkmayarak hazırladığı bir eserdir. Aynısını Saidi Kürdi de yaptı. Fakat bir iki özgün laf ve dipnot dışında tamamı BAŞKALARININ eseridir. Risalei Nur BİR KOPYADIR ve edebi ya da bilimsel olarak beş para etmez bir kopyadır. Amacı KÜRT bilincindeki bir TARİKATTEN başka bir şey değildir. Bu tarikat 8’e bölünmüştür ve bunların dördü günümüzde geçerlidir. 1. NEV ASYA (Yeni Asya, Yeni Anadolu) Tarikatı: Amacı İsrail suyu olarak öngörülen MURAT/GAP havzasını KÜRT MİLLİYETÇİLİĞİ altında tutmak. Günü gelince GOYİM olmak üzere Büyük Arzı Mev’ud’a teslim etmek. Bu tarikata son 25 yıl itibariyle Türk alınmıştır. Ama aslı astarı ŞEYH MEHMET KUTLULAR’IN komutasında olmak üzere oluşturulmuştur. 2. NEV ASYA’nın eyaletlerinden biri olan ve ASIL KÜRDİSTAN (ACZMENDİYE) ile birleşmek amacıyla kurulan ACZMENDİLİK denemesi de Saidi Kürdi’nin vasiyetindendir. Cübbesi, sarığı ve kalın sopasına kadar “KİTABINDA” sayılmıştır. Ancak beklenen patlamayı yapamamıştır. 3. 1950’lerde ortaya çıkarılan SAİDİ KÜRDİLİK (Şimdiki adıyla Süleymancılık) da bir TARİKATTIR ve Takıyyeyi doğru bulmadıkları için TARİKAT olarak ortaya çıkmışlardır. Tüm dış istihbaratlar bunları desteklemişlerdir. Ancak bu üçünün kitlelere yaygın olamayışı yüzünden “Fethullahçılığı” kayda değer bulmuşlardır. Çünkü Türklerin KÜRT MİLLİYETÇİLİĞİNİ desteklemedikleri ortaya çıkmıştır. 4. Fethulahçılık başlangıçta “Abdullah Öcalan” gibi “Saf ve bireysel gösterilmiştir. Fethullah Gülen de “Kürtçülükten rahatsız olduğu” bahanesiyle diğer hempalarından ayrılmıştır. Ancak Londra G Cemiyeti şu saptamalara yer vermiştir: a- Türk ve Kürt etnikler geniş ölçüde birbirlerine karışmışlardır. Kimi de melezdir veya yansızdır. Yanlı olanlar arasında Kürt-Türk sorunu oluşturulması ve karşı karşıya getirilmesi. (Apo’nun varlığının nedenidir) b- Kürtlerin Türkiye’yi pasif asimile olarak ele geçirme planı: Aa Türkiye’deki türk nüfusun “doğum kontrolüne özendirilmesine karşın” Kürt nüfusun sınırsız artırılması için çalışmaların TC hükümetlerine mas ettirilmesi. Bb Gecekondu ve kaçak yapılar aracılığıyla Kürtlerin büyük kentlere kaydırılması. Pilot bölge olan Diyarbakır başarılınca, bu kez İstanbul’da yeni ve kalabalık ilçeler oluşturulması planına geçilmiştir. Bugün İstanbul Dünyanın en büyük Kürt Kentidir. İkinci olarak Diyarbakır ve Üçüncü olarak da Süleymaniye sıralarını almışlardır. Türkiye’de “Kürtlük” böylece tescil ettirilmiştir. Cc Apo’dan önceki dönemde, bizzat Siyonizm güdümlü süper devletler ve istihbaratlarınca büyük bir karapara akışıyla ve özellikle SAHİLLERDEKİ ya da Turistik ve eğlence dinlence alanlarındaki tüm ihalelere el altından para verilmiştir ve sahipleri kürt asıllı olarak TESCİL edilmiştir. Üç yanı deniz olan Türkiye’de istediğiniz yere gidiniz ve bir bardak çay içiniz. Biraz muhabbeti deşiniz “Arkada Kürt patronları” göreceksiniz. İstanbul’un göbeğindeki çaybahçeleri bile İSTİSNASIZ kürt karaparacılarının elindedir. Hatta Ülkücü Mafyası da kendilerinin ORTAKLARIDIR. Çünkü burada yapılan “Birlikte ORTAK uyuşturucu kaçakçılığıdır, menfaatler birleşmiştir” artık… (Tecrübe konuşuyor) Dd-Türkiye’de KADROLARIN ele geçirilmesi taşaronu ise FETHULLAH GÜLEN’E verilmiştir. Tescilli Bilderberg üyesi yani İPEK CÜBBESİ ile Gülen, tüm idari kadroları (Vali, kaymakam, Emniyet Müdürlükleri, Hakimler vb.) ve stratejik zirveleri (Harb okulları, finans kuruluşları, basın-yayın vb.) eline geçirmek için “Masum Işık evlerinden başlayarak, dersaneciliğe, buradan da kolej ve Üniversitelere kadar büyük bir ağ oluşturmuştur. Amacı (Kendi ağzından naklediyorum: “Tedbir(Takıyye) ile 3 kuşak boyunca bu kadroları yerleştirip, GİZLİ ŞERİAT İHTİLALİ yapmaktır.” Eğer Türkiye “Şii” devlet olsaydı, ÇOĞUNLUK gereği bu DİN TİCARETİNİ şia üzerine sergileyecekti. Çoğunluğa uyarak “Sünniliği” takıyye edinmiştir. Onun mezhepçiliği de sahtedir. Çünkü Şii ülkelerde “Şiilik ağırlıklı özel okullar” kurmuştur. Hatta orada “genelde Sünniliğin tekelinde olduğu için ” o okullarda HADİS bile okutulmamaktadır. Yatılı bölümlerdeki Atatürk büstü “Yüzüne tükürülmek” için konmuştur. Atatürk’ün adı ise KÖR DECCAL’dir. Okullarındaki Türk bayrağının öteki adı ise “Defiu Haced bezidir” (Tuvalet kağıdı) Bunları BİLE BİLE tüm hükümetler “OY POTANSİYELİ HESABI” tüm zamanlarda ve her partiden (DSP’li Hüsamettin Özkan’ı anımsayınız, Baykal’ın kurmay listesindeki nurcuları ve DYP’nin Tantan gibi nurcularını anımsayınız) Harbokulları için “Süpe minili degaje Nurcu sosyetik kızlar ve mankenler eğitilmiştir. Amaç onları “Harbokulu öğrenci veya mezunlarıyla evlendirmek”tir. Matahariler bununla da kalmamıştır. Hiç evlenmemiş olduğunu iddia eden tüm nurcuların zinacı zevk malzemesi olmuşlardır. (Kurmayların imtiyazıdır bu, öğrencilere ise harem selamlık yaparlar) Hablemitoğluna göre Fethullah Gülen’in ŞAHSİ banka hesabı 9 milyar $ (usd) dir. Çoğunluğu İsviçre bankalarındadır. Pek azı ise Asya Finans denen bir kuruluşun sermayesidir. Yıllarca nurcu esnaf, köy köy dolaşıp, DAVA’ları için para toplamışlardır. (Zağnos öğrencileri adı altında sözde yemek ve mesarif) Esnafları şunu yapmıştır: Nurcu olmayana “Fahiş satın” Çünkü “Dükkanın yarısı Fethullah’ındır” ABD’ye para gönderme yarışında, iflas edip batan bir çok KASABALI esnafı tanıyorum. Fethullah’ı da yakınen tanıyorum: Gözyaşı kimyasına kanmayacak kadar tanırım. HEP BENİ İSTEDİ O! Sayısız davet aldım ve üç kez buluştuk. Avni Çetinkurt ile STV’de PROGRAM yapmam ve ZAMAN Gazetesinin başına GENEL YAYIN MÜDÜRÜ olarak geçmem için inanılmaz milyon dolarlık tekliflerde bulundu. Avni Çetinkurt onun kurmayıdır. Benimle buluşmasını o nurcu vasıtasıyla gerçekleştiriyordu. Avni takıyyecinin ŞAHI olduğundan bunları yüzüme karşı İNKAR etmiştir. (Tipik nurcu karakteri) Milletvekilinden öte BAKAN olmamı şipşak sağlayacağını vaad etmiştir. Bütün bu rezilliklere karşılık benden istedikleri “Ehli Sünneti Muhammedi ve hadisler yolundan gitmem ve ürettiğim ÇOK DEĞERLİ ve EŞİ BULUNMAZ İLMİ (Kendi tabirlerini büyük yazdım) Nurculuk adına yazmamı ve hatta kendisine ÖĞRETMEMİ istemiştir. Ben reddedince de “KARALAMA kampanyası” peşine düşmüştür. NOKTA dergisine gazetecilik dönemimdeki fotoğrafları veren ve şaibeleri üreten BİZZAT KENDİSİDİR. Sabah gazetesinin magazin müdürü olarak ELBETTE şöhretlerle çekilmiş resimlerim VAR. Beni çapkın göstermeye çalışmıştır. Oysa 17 yılda, ASLA kadınlarla görünmemem yüzünden kendisi yalancı durumuna düşmüştür. Üstelik fotoğraflardan birindeki kadınlardan biri de KENDİ MATAHARİSİDİR. Casusudur. Tuzaktır. Eğer ben o kadar çapkın olsaydım, şimdiye dek bin gazetede boy resmim çıkardı. Hiçbir çapkın 6 kez evlenmez, gününü gün eder, nikah lafını sözlüğünden çıkarır. Fethullah Gülen “Bilderberg yemini” yaparken, kendisine sunulan TEK KİTAP olan TALMUD’dan başkasına yemin edemez. Sadece onların verdiği KAFTANI giyebilir. Ve şimdi o BİLDERBERG yuvasındadır. Onun Türkiye’den maaş alan resmi polis 14 koruması vardır. Tüm hükümetler bunu ona sağlamıştır. AKP ise ayrıca özel bir tim göndermiştir. Ama Ordu’ya “Yerini bilmiyoruz” demiştir TÜMÜ… Yerini bilmediğin adamın KORUMALARINA NASIL MAAŞ VERİYORSUN EY DERİN HÜKÜMET! Korumalarının yerini biliyorsun ya, Maaşlarını elçiliğimizden alıyorlar ya Onları takip eder gidip yakalarsın! Yuh ki Yuh Tim’e EK olsun diye yazdım. Teşekkürler Timmighty! Ve tüm Hassas dostlarım. Yahudi gerçekten ÜSTÜN bir ırk lanet olasılar! Nurcu pislikleri Allah üzerimize yağdırıyor. Rabbi zıdni ilmi! | |
Hans von Aiberg | |
Not: Sitelerimizdeki bütün içeriklerin her hakkı saklı olup, bunları İnternet web sitesine kopyalamak, çoklu ortamlara yönelik elektronik paylaşım ve dağıtıma açmak, televizyon, radyo, gazete, dergi, broşür, kitap vb yayınlamak. Bu bilgilerin kendine ait olduğunu bildirmek. Bilgiyi üretmeden kopyalama, sahiplenme, fikir haklarını yasal olmayan yollardan kullanma. Fikir eserlerinin korunmasını amaçlayan, 5237 sayılı yasanın 7/2 maddesi, 5728 sayılı yasanın 138. maddesi, 5846 sayılı yasanın 71/1 maddesi ve Türk Ceza Kanununun 53. maddesine göre haklarında dava açılacağı gibi cezai yaptırımlar uygulanacaktır. Sosyal paylaşım sitelerinde kullanılması, alıntı yapılması, kendininmiş gibi gösterilmesi yasaktır. Sayfamızdan direkt link ile, kaynak gösterilerek paylaşılabilir olup, reddetme tasarrufu yazarımız Hans von Aiberg'in takdirindedir. | |
Geri Dön Yukarı Çık |